Har vurup ne demek?
Hayatın İzlerini Sürerken: Bir Kelimenin Derinliği
Kayseri’de yaşıyorum. 25 yaşındayım ve günlük tutmaya başladım. Bazen dışarıda gezip çok uzaklara gitmek istiyorum, bazen de kendi içimde kayboluyorum. Bugün de öyle bir gündü. Sabaha karşı, nehir gibi akan düşünceler içinde kaybolduğumda, yazmaya karar verdim. Anlatacak bir şeyim var. Kendi kendime düşündüm: “Har vurup harman savurmak ne demek?”
Bir Kelimenin Peşinden
Söylediğimiz her kelimenin bir anlamı var ama bazen bu anlamlar, duygularla şekilleniyor. Har vurup harman savurmak da öyle bir ifade. Bazen hayatın içinde, en ufak bir çaba gösterdiğimizde bile, her şeyin birden dağıldığını hissederiz. Bir anlamı vardır bu kelimenin, değil mi? Hayatta yaptıklarımız, atıp savurduğumuz her şey gibi… Sonra içimizi burkan o ağır his. Yaptıklarımıza verdiğimiz emek, harcadığımız zaman, ama sonrasında elimizde kalan sadece kırık dökük parçalar.
Bir Yaz Günü ve Harcanan Zaman
Geçen yaz, hayatımda önemli bir dönüm noktasıydı. Bir arkadaşım vardı, Melis. Çocukluk arkadaşımdı. Yıllar sonra, ona yeniden yakınlaşmıştım. O yaz, beraber geçirdiğimiz birkaç hafta boyunca hayatın ne kadar boş olduğunu düşündüm. Melis’le her şey çok doğal, çok hızlı oldu. Geceleri uzun sohbetler ettik, gündüzleri birlikte gezdik, kahveler içtik. Ama, belki de o kadar hızlı gitmişti ki her şey, sonunda bir şeyler kopmaya başladı. Sonuçta her şey neye mi dönüştü? O melis, o arkadaş, o yaz… Har vurup harman savurduk, ama sonrasında her şey dağıldı. Bir yerlerde aniden, ikimizin de fark etmediği bir noktada, dostluğumuz paramparça oldu. Hiç kimse farkında değildi ama ben içinde kayboluyordum. O yaz har vurup harman savurulmuştu; her şey anlamını kaybetmişti.
Bir Kalp Kırılmadan Sonra
Herkes gibi ben de bir kalp kırıklığı yaşadım. Her şeyin dağılması, her şeyin çökmesi… Bir zamanlar çok değer verdiğin birinin sana sırtını dönmesi ne kadar acıdır. O kadar kırgın, o kadar kırılgan oluyorsun ki, yaşadığın hayal kırıklığı, içine işliyor. Ne kadar uğraşsan da, bir şeyleri değiştiremiyorsun. Melis’le olan dostluğum gibi, bazen bir kalp de har vurup harman savrulmuş gibi oluyor. Her şey darmadağın ve karışık… Bir adım daha attığında, belki de daha çok zarar vereceğini biliyorsun ama içinde bir umut ışığı, birşeyleri onarmanın hayali var. İnsan, bazen öyle bir noktaya geliyor ki, har vurup harman savurduklarını toplamaya başlıyor, ama bu sefer çok geç olabiliyor.
Ve Bir Yudum Umut
Zamanla anladım ki, hayatta her şey har vurup harman savurmak gibi olmamalı. Ne zaman bir şeyleri kaybetsem, ne zaman her şeyin anlamını yitirdiğini hissetsem, bir ışık, bir umut geliyor. Kırık dökük bir şeylerden yeni bir şey çıkarmak, bazen o kadar zor ki. Ama işte, belki de hayatta en değerli olan şey, her şeyin darmadağın olduğu anda bile, bir umut ışığının yeniden doğmasıdır. Her şeyin bozulduğu anlarda bile, har vurup harman savurduğum şeylerin geriye kalanlarını toparlayacak gücü bulmak.
Benim için o yaz, çok şey öğretti. Her şey ne kadar zor olursa olsun, sonunda bir şeyler düzelir, bir şeyler yerine gelir. O günden sonra, har vurup harman savurmayı değil, her bir hareketimi daha dikkatli, daha anlamlı yapmayı tercih ettim. Hayat, sadece bir çaba değil, aynı zamanda doğru zamanı, doğru anı beklemeyi de gerektiriyor.
Sonuçta
Hayat bazen har vurup harman savurduğumuz gibi geçiyor. Ama her şeyin sonunda bir yerlerde umudu bulabiliyoruz. Her bir küçük parça, zamanla daha değerli hale geliyor. Bugün, belki de yapmam gereken tek şey, geçmişi bırakıp, geleceğe odaklanmak. Ne de olsa, har vurup harman savurduğumuz anlar geride kalacak ve yeni bir şey inşa etmek için tekrar başlamak gerek.